Organization Accredited by Joint Commission International
ONLINE RANDEVU

Eklem hastalıklarında protez ameliyatı ne zaman olunmalı?

Hastalarımızın sormadığı fakat her doktordan farklı yorum aldığı bu soru gerçekten kafamızı karıştırıyor. Çoğu zaman doktorlar ameliyat zamanını hastanın; yaşı, genel durumu, eklemin hareket açıklığı, gün içindeki aktivitesi gibi faktörlerine bakarak karar veriyorlar. Oysa karar vermesi gereken tek kişi hastanın kendisi. Ne doktorlar, ne ailesi, ne yakın dostları karar vermemeli, sadece hastanın kararını verirken onu desteklemelidirler.

Eklem hastalıkları arabanın tekerleklerinin durumu gibidir. Tekeri dönmeyen araba benzin almaya gidemez, temizlik yapılamaz, sanayiye gidemez. Bir kenara bırakılır, orada da küflenir ve çürür. İnsan da böyledir. Yürümezse acıkmaz, beslenmesi ise sağlıklı olamaz, yıkanmazsa kendini zinde hissedemez, hastaneye gitmezse sağlığına kavuşamaz. Bir kenara çekilirse, çekildiği yerde de hızla çöküşe geçer. Lastiği olmayan araba nasıl jantta giderken sağa sola alev atar, ses çıkarır, insan da öyle ağrılarla perişan olur. Yaşam kalitesi bozulur. Morali alt üst olur, hareketsizlikten kilo veremez ve eklemleri daha hızla bozulur. O halde eski sağlığına kavuşmak için geç kalmamalıdır.


Eklem hastalıklarında hangi soruları sormalıyız:

  1. Ameliyat olmam gerekli mi? Güvendiğimiz hekimden veya hekimlerden danışmanlık hizmetini almalıyız. Bütünüyle hastalığımızın doğru teşhisi yapılmalı, tedavisi tartışılmalıdır. Bu soruya cevap bulmadan ikinci soruya geçmemeliyiz. Durumumuzu öğrendik ve ameliyat dışında bir tedavi seçeneğimiz yoksa;
  2. Ne zaman ameliyat olmalıyım? Sağlığımın en iyi olduğu, kemiğimin en kaliteli olduğu, moralimin en iyi olduğu, kilomun en ideal olduğu dönemde, vücudum yaşlanmadan, gezmek için yaşım geçmeden, kimseye muhtaç olmadan ameliyat olmalıyım.
  3. Peki kime ameliyat olmalıyım? Bana hastalığımı doğru tanımlayan, başıma gelebilecek sıkıntıları anlatan fakat bu sıkıntıların devamlı olabileceğini ve bekledikçe sıkıntıların artıp artmayacağını ifade eden, bir problem olduğunda bunu çözebilecek bilgi ve tecrübeye sahip olduğuna, beni yarı yolda bırakmayacağına emin olacağım, onu evlat gibi kardeş gibi can gibi seveceğim bir hekim olmalıdır. Yani, duymak istediğimden daha öte tıbbi anlamda doğruyu bana aktaran bir hekim.

Bu soruları cevapladığımızda ve karar verdiğimizde diğer sorulara (nerede ameliyat olacağım, hangi protezi kullanacaklar, hangi ilacı verecekler, nasıl narkoz verecekler, kaç gün yatacağım, ne zaman yürüyeceğim…) gerek kalmaz. Çünkü bunların hepsini zaten yukarıda tanımladığımız hekim, bizim için en iyisini düşünmüş ve uygulamış olacaktır. Biz ona tabi oluruz ve rahat ederiz.

Bütün bu aşamaları hastamız, birinci derece yakınları ve hekimler birlikte konuşmalı ve birlikte değerlendirmeli, fakat son kararı hastamız vermelidir. Bu zor kararda acele etmek, olumlu ya da olumsuz yönde ikna etmeye çalışmak doğru değildir. Doğru bilgilendirme, doğru zaman ve doğru ekip yüzümüzü güldürmeye devam edecektir.