Organization Accredited by Joint Commission International
ONLINE RANDEVU

Glokom

Göz hastalıkları arasında geri dönüşümsüz hasarlara neden olması ve daha da önemlisi neredeyse hiç belirti vermemesi nedeniyle glokom, bilinen adıyla göz tansiyonuna bağlı görme siniri hasarı, mutlaka bilgi sahibi olunması gereken bir hastalık. Önüne geçebilmenin tek koşulu zamanında yapılacak erken müdahale!

Glokom genetik geçiş özelliği olan bir hastalık. Dolayısıyla ailesinde glokom olanların riski olmayanlara göre daha yüksek. Bununla birlikte glokomda ırksal özellikler de riski artırabiliyor. Herkes risk altında olmasa da, 40 yaşından sonra birçok kişide glokom açısından bazı incelemelerin yapılması gerekiyor. Çünkü bazı kişilerde aile hikayesi olmadan hastalık oluşabiliyor.

Gözde ne yaşanıyor da glokom ortaya çıkıyor?

Glokom, göz küresi içindeki basıncın normal değerin (kişiye özgü olarak değişebiliyor) üzerinde olmasına bağlı olarak, göz sinirinde ilerleyici harabiyetin oluştuğu bir hastalık. Görme sinirine gelen besleyici kan akımı, artan göz basıncı nedeni ile azalıyor ve buna bağlı olarak retina sinir liflerinde incelme oluşuyor. Son derece sinsi seyrettiği için de hasta bu durumu ilk aşamalarda anlayamıyor. Zaman geçtikçe ileri evrelerde kendini belli ediyor. Oluşan sinir hasarı geri dönüşümsüz.

Glokom neden önemli?

Son derece ciddi bir sorun, çünkü glokoma bağlı oluşan göz hasarını geriye döndürmek mümkün değil. Baştan yakalanarak gerekli önlemlerin alınması önemli. Dolayısıyla herkesin özellikle 30’lu-40’lı yaşlardan sonra rutin olarak göz basıncı ölçümü, göz dibi muayenesi, hekim gerekli görürse sinir lifi analizleri, görme alanı testleri yaptırması gerekiyor.

Gündelik yaşantı içinde hasta hangi belirtilerle bu durumu fark ediyor?

Önce küçük adacıklar şeklinde görme alanında daralmalar yaşanıyor. Hasta bunu fark edemez. Sonra kör alan yayılmaya başlıyor. Hasta bu aşamada etrafını iyi göremez hale geliyor hatta sağa- sola çarpabiliyor. Sona doğru sanki bir tünelden bakıyormuşçasına görme alanı iyice daralıyor, en sonunda körlük oluşuyor.

TÜM DÜNYADA ÇOK YAYGIN

Glokomun tipleri var mı? Tetikleyiciler neler?

Yapılarına göre çok basit olarak dar açılı ve açık açılı glokom olmak üzere ikiye ayırmak mümkün. Birbirinden farklı şekilde ortaya çıkan bu tiplerin tedavi yaklaşımları da birbirinden farklı.

Dar açılı glokom; Çok daha riskli grubu oluşturan bu hastalarda genellikle belirti vermeden hastalık sinsi bir şekilde ilerleyerek ani bir ağrı ve görme kaybı ile kendini gösterebiliyor. Glokom krizinin yaşandığı ilk saatler içinde mutlaka hekime başvurmak gerekiyor. Krizin belirtileri ise gözün kızarması, gözde harelerin görülmesi ve çok şiddetli ağrı ile birlikte bulantı ve kusma. Bazen dar açılı glokomun, kriz yaşanmadan uzun yıllar boyunca gözde tahribat yaparak, sinsice ilerlediği durumlar da olabiliyor. Dar açılı glokomda hasta her an krize girebiliyor. Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanan bu sorunda hipermetropi ve katarakt önemli risk nedeni.

Açık açılı glokomlar; Genel olarak daha yaygın olarak görülen glokom tipidir. Son derece sinsi şekilde ilerliyor ve çoğu zaman hiç belirti vermiyor. Ancak belirti vermemesi nedeniyle hastaların bir kısmı hekime ulaştığında tünel vizyon olarak tanımladığımız son aşamaya ulaşmış olabiliyor. Dar açılı glokom tipinde zaman zaman görülebilen ağrı, kızarma gibi semptomların, açık açılı glokom tipinde olmaması nedeni ile, açık açılı tipin habersizce hastaya daha fazla hasar vermesi söz konusu oluyor. Dolayısıyla rutin glokom muayenesi çok önemli ve gerekli. Açık açılı glokomda genetik faktör önem taşıyor. Ailede genetik faktörler varsa 40’lı yaşları beklemeden 20-30 yaş arasında senede bir, 30-40 yaş arası senede iki göz muayenesine gidilmesi gerekiyor. Miyoplar, ailesinde glokom olanlar, 40 yaş üstü kişiler, migren hastaları, kortizon duyarlılığı olanlar, diyabeti olanlar, düşük sistemik tansiyonu olanlar ve yüksek tansiyonlu antihipertansif ilaç kullanan (özellikle beta blokerler) kişilerin, kontrolünün daha sık yapılması gerekiyor.

Normal tansiyonlu glokom; Bu tip glokomda göz basıncı sınırın altında olsa da, görme siniri hasarı devam ediyor. Bu durumda ölçülen göz içi basınç düşük de olsa, gözün besleyici kanlanma basıncına göre yüksek olduğu için sinir lifi hasarı devam ediyor. Ölçülen göz basıncının daha da düşürülmesi gerekiyor. Ayrıca bu kişilerin sistemik hipotansiyondan korunmaları gerekiyor.

Doğumsal ve çocuk glokomları; Bu tip glokomda çocuklarda öküz gözü denen iri göz olabiliyor. Tedavisi erişkin glokoma göre daha zor. Hafif iri göz, sulanan göz, takip zorluğu önemli bulguları. Acilen medikal ve cerrahi tedavi gerekebiliyor.

RISK GRUBUNDA YER ALANLAR DAHA ERKEN TARANMALI

Risk faktörlerinden korunmak mümkün mü?

Emosyonel faktörlerden (aşırı üzüntü, depresyon, anksiyete) korunmak, sedanter hayat korunmada önemli. Dar açılı glokomlarda özellikle karanlık loş ortamlar, ev işi yaparken öne eğilme glokom krizini tetikleyebiliyor. Bu nedenle dikkat etmek gerekiyor. Eğer dar açılı glokom varsa yapılacak basit bir lazer işlemi, o gözün glokom krizinden korunmasında kesin çözüm olabiliyor.

Erken tespit edilen glokomda tedavi şansı var mı?

Elbette medikal tedavi ve lazer tedavisi yapılabilir. Bunların yetmediği durumlarda da cerrahi tedavi gündeme geliyor.

Glokom tedavi edilebilir mi?

Glokom hasarı durdurulabiliyor ancak hasar geriye döndürülemiyor. Hastada oluşan görme kaybının giderilmesi söz konusu değil.

Bölüm Doktorları

Op. Dr. Nihal Balcıoğlu
Göz Hastalıkları
Op. Dr. Melih Haboğlu
Göz Hastalıkları