Organization Accredited by Joint Commission International
ONLINE RANDEVU

Uyku Apnesi

Huzursuz Gecelerinizin Nedeni Uyku Apnesi Olabilir

Uyku apnesinin en önemli etkileri trafikte yaşanıyor. Dünyada özellikle uzun yol şoförlerinde trafik kazalarının en önemli nedenlerinden birini oluşturuyor. Bunun yanında konsantrasyon güçlüğü, iş gücü kaybı da yaşanabiliyor.

Zihinsel ve fiziksel sağlığımızın devamlılığını sağlayabilmemizde düzenli ve kaliteli uykunun çok büyük önemi bulunuyor. Bizi her gün yeni bir güne yenileyerek hazırlayan uyku, hayatımızın üçte birini kapsayan bir dönem. Her ne kadar boşa geçen bir zamanmış gibi görünse de aslında uyku dönemi son derece aktif bir dönemi oluşturuyor. Bu dönemde ortaya çıkabilecek sorunlar kişinin sağlığının bozulmasına neden olabileceği gibi yaşam kalitesini de azaltıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, bugün trafik kazalarının ortaya çıkmasının altında uyku sorunları yatabiliyor.

Uyku sorunlarından bazılarının yaşamı tehdit edici boyutlara ulaşabilir, yaklaşık 85 farklı uyku sorunundan en sık rastlanılanın uykuda solunum durması hastalığıdır. (Obstrüktif Uyku Apne Sendromu)

Hastalık başka sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden oluyor mu?

Özellikle diyabetli hastalarda ve kalp hastalarında hem hastalığın ilerlemesine neden oluyor hem de damar hastalıklarını beraberinde getiriyor. Bu kişiler çoğunlukla antihipertansif ilaç kullanmak zorunda kalıyor. Hastanın gece yaşadığı sorunlar düzeltilmediği taktirde dirençli hipertansiyon ortaya çıkıyor. Uykuda geçirdiğiniz yaklaşık sekiz saat boyunca, bir kişinin ağzınızı kapatarak nefes almanızı engellediğini ve bunun da yüzlerce defa tekrarlandığını düşünün. Yaklaşık 20-30 saniye ve bazen de bir dakikayı bulan sürelerde nefessiz kalınması, normalde yüzde 90 olan oksijen seviyesinin de yüzde 50’lere kadar inmesine neden olabiliyor.

Uyku sorunlarının en yaygın olanları hangileri?

En sık karşılaşılan, uykuda solunum bozuklukları ve uykuda tıkayıcı tipte solunum bozukluğudur. Dünyada ve Türkiye’de erkeklerde daha sık görülmek üzere yüzde dört oranında rastlanıyor.

Bu sorun kimlerde daha çok görülüyor?

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu’na erkeklerde daha sık rastlanıyor. Bunun yanında kilolu, kısa boylu ve kısa boyunlu kişiler uyku apnesi açısından risk grubunda yer alıyor. Sıklıkla 30’lu yaşlarda ortaya çıkmakla birlikte altta yatan genetik bir etken varsa daha erken yaşlarda da görülebiliyor.

Sorunun ortaya çıkmasına neden olan etkenler neler?

Hastalığın ortaya çıkmasında birçok etken rol oynuyor. Örneğin geçirdiği bazı hastalıklara bağlı olarak bazı kişilerin sadece bademcikleri büyüyerek tıkayıcı etki yaratabiliyor. Hasta bu durumda ayakta rahat nefes alabiliyor. Ancak yattığı zaman konum değiştiği için bademcik ve geniz eti soluk borusunu kapatacağı için içeriye hava girmesini engelleyerek horlamaya başlıyor.

Uyku apnesi kendini hangi belirtilerle gösteriyor?

Sorun uykuda ortaya çıktığı için kişinin kendisinin bu durumu fark etmesi zor olduğundan genellikle uyku partneri ya da ev halkı tarafından hekime getiriliyor. Çünkü hastanın horlaması basit horlama olmuyor. Öyle ki eşi tarafından sürekli uyandırılmak durumunda kalınan, şiddetli, adeta kükrer gibi horlamalar yaşanıyor.

Apne zaman içinde ağırlaşabiliyor mu?

Evet ağırlaşıyor çünkü yaşanan bu durum kısır döngüye giriyor. Başlangıçta normal olan küçük dil yapısı horlamanın titreşimine bağlı olarak uzamaya başlıyor. Kükrer şekildeki horlama kişinin küçük dil, yutak, damak yapılarında bozulmalara neden oluyor. Küçük dilin uzaması hava yolunu kapatıyor ve horlama şiddeti artıyor. Ve bu kısır döngü birbirini takip ederek durumun daha da kötüleşmesine neden oluyor.

Uyku apnesi tedavi edilmezse ne oluyor?

Tedavi edilmeyen uyku apnesinin en önemli sonucu uykuda ani ölümler oluyor. İnme ve uykuda ani kalp krizlerine neden olabiliyor. Uyku apnesine sahip genç hastalarda, genetik, diyabet hastalığı gibi altta yatan birtakım sebepler yoksa gençken bu durum tolere edilebiliyor. Ancak zaman içinde ortaya çıkan damak sarkması, dil uzaması sonrasında yaşın da ilerlemesiyle birlikte daha kötü sonuçlarla karşılaşılabiliyor.

Uyku sorunlarının varlığı nasıl tespit ediliyor?

Uyku ve uykuda solunum bozuklukları laboratuvarında bir gece yatış sonrasında, yaklaşık 85 hastalık taranabiliyor. Uyku hemşiresinin tüm gece gözlemi altında hastaya yaklaşık 20 kablo bağlanıyor. Ve elde edilen veriler bilgisayara aktarılıyor. Veriler sonrasında uykuda solunum bozukluğu ağırlıklı olmak üzere; uyurgezerlik, uykuda davranış bozukluğu, REM davranış bozukluğu başta olmak üzere, sadece uykuda görülen sara hastalıkları da ayırt edilebiliyor.

Hastalık nasıl tedavi ediliyor?

Öncelikle hasta uyku laboratuvarında iki gece yatıyor. Bu sırada uyku ile ilgili tüm bilgiler alınıyor ve tanı ve tedavi aynı yerde yapılıyor. Bazı hastalarda şiddetli horlama olmamakla birlikte ekstremite yani vücut hareketleri ve huzursuz bacak sendromuna bağlı olarak gece uyanmaları olabiliyor. Elde edilen verilere dayalı olarak tanı konuluyor. Eğer hastada tıkayıcı tipte apne tespit edilirse ikinci gece tekrar çağrılıyor. Ve hastanın nefesi durduğunda ona belli bir basınçla oksijen vermeyi sağlayan Cpap cihazı titrasyonu ayarlanıyor. Eğer hastanın bademcikleri çok büyükse ya da yolu tıkayıcı farklı bir şey varsa cerrahi olarak öncelikle ameliyat ediliyor. Böyle bir durum yoksa ikinci gece Cpap’daki basınç ayarı yapılıyor. Hasta ömrü boyunca uyurken bu maskeyi kullanıyor. Başlangıçta kullanımı zor gibi gelse de gece konforlu uyku sağlayan bu cihaza zamanla alışılıyor. Gözlük gibi vücudun bir parçası haline geliyor.

Hastanın Günlük Yaşantısında Ne Tür Sorunlar Ortaya Çıkabiliyor?

Hasta yaşadığı bu eforlu gece sonrasında çok yoruluyor. Eğer genç yaşta ise vücut bir şekilde tolere etmeye çalışıyor. Ancak hasta yaşlıysa beraberinde kalp yetmezliği, tansiyon, damar bozuklukları eklenebiliyor ve hasta gece terleyerek uyanıyor. Boyun ve yüze doğru aşırı terleme yaşıyor. Farklı bir hastalık olmamasına karşın gece idrara çıkma sıklığı artıyor. Bunun yanında hasta yeterli uyku saatini geçirse dahi ertesi gün hiçbir şekilde dinlenmiş olarak uyanamıyor, gün içinde uyuklamalar yaşıyor. Bu uyuklamaların en önemli etkileri ise trafikte yaşanıyor. Uyku apnesi dünyada da özellikle uzun yol şoförlerinde trafik kazalarının en önemli nedenlerinden birini oluşturuyor. Bunun yanında konsantrasyon güçlüğü, iş gücü kaybı da yaşanabiliyor. Hastalar da genellikle bu şikayetlerin artmasıyla hekime başvuruyor.

Bölüm Doktorları

Uzm. Dr. Gülistan Halaç
Nöroloji